Salı, Kasım 21, 2006

Everest Günlüğü (Into Thin Air) - Jon Krakauer







Sevgili dostum Emre Haydaroğlu ile 2001 yılı içerisinde çevirmeye başladığımız ve pek çok süreç sonrasında 2004 yılında teslim ettiğimiz ilk çeviri kitabımız en sonunda yayımlandı. Verdiğimiz emekler sonrasında sadece kitabı elime almak bile büyük keyifti.

http://www.dogankitap.com/kitap.asp?id=833

Cumartesi, Eylül 16, 2006

Yoldaş - Cesare Pavese

"Herkesin daha iyi yaşayabilmesi için siz daha kötü yaşamakla işe başlıyorsunuz."

"Aynı hikayenin iki kez tekrarlandığını bilmez misin? Önce gerçekten, sonra şakadan. Boğulmuş, ölmüş bir insanın su üstüne çıkması gibi."

"Ben her zaman müziğimi anlayabilecek kimseler için çalmaktan hoşlandım, oysa bunların yalnızca bağırıp çağırmaya hevesleri vardı."

"Konuştukları zamanlar kadınları gıdıkladıkları duygusunu verenlerdendi."

"Yaşlandığımda bol bol uyumaya vaktim olacak."

"Nerede yatacağını bilmeyenle gün doğmadan sokağa fırlayan arasında büyük bir fark var mı? Her ikisi de soğuktan büzülmüşlerdir."

"Aşırı kurnazlığın sonunda insan kendini de aldatmaya başlar."

"Biriyle konuştuğu zaman dikkat ettin mi? Sanki dumanı içine çeker gibi hali vardı. Seninle bile."

"Tek başına yolculuk etmek, diye ekliyordu. Alışkanlıkları, evi, kenti değiştirmek. Her şeyi bırakıp bir ay boyunca, bir yıl boyunca bambaşka biri oluvermek."

"Kurulu düzenin içinde savaşmak yasaklanırsa meydanlara çıkılır."

"Azıcık güneş gözükmüştü, zavallı bir şey."

"Pamuk gibi sisin olduğu bir sabahı hatırlıyorum, sanki biri dünyayı alıp götürmüştü. Yürüyen insanlar bile duyulmuyordu."

"Sanki onun kanına kök salmıştım. Onun kalçası benimkiydi. Sesini sanki kollarımın arasında tutuyordum."

"Öldüren sevendir."

"Sanki kanımda bir kedi vardı da tırmalıyordu beni."

"Evrende bu denli çok ülkenin, kentin, dağların ve görmediğim yerlerin olmasından hoşnuttum."

"Kendimi toprak düzeyinde hissetmek, ezilmişe benzeyip gene de boyun eğmemekten zevk alıyordum."

"Hava bile, soluduğumuz hava bile aynı değildi."

Pazar, Ağustos 20, 2006

Bugünü Yaşama Arzusu - Irvin Yalom

Bu kitaptan yaptığım alıntıların bir kısmı da Arthur Schopenhauer'a aittir.

"Şey, mezar taşıma 'Düzüşmeyi severdi' diye yazabileceğini söyledin. Ve sonra da bu sözün köpeğimin mezarı için de iyi bir söz olabileceğini ekledin - anı taşı köpeğim ve kendim için kullanabilirdim."

"Bir keresinde hayatın 'kalıcı bir çözümü olan geçici bir durum' olduğunu söylediğini hatırlıyoum."

"Schopenhauer iki ayaklı hayvanların -kendi ifadesi- ısınmak için ateşin başında birbirlerine sarılmaları gerektiğini söyler. Ama çok fazla kucaklaşma yüzünden kavrulmamak için de uyarır. Oklu kirpileri sevdiğini söyler - kirpiler ısınmak için bir araya toplanır, ama mesafeyi korumak için dikenlerini kullanırlarmış."

"Küstahlık: en iyi biçimde, anne babasını öldürüp mahkemeden öksüz olduğu için af dilenen bir çocuğun hikayesiyle anlatılabilir."

"Bu dünya Tanrı tarafından yaratıldı, öyle mi? Hayır, şeytan tarafından yaratılmış olmalı."

"Evliliği gençlikte alınan ve yaşlılıkta ödenen bir borç gibi görüyorum."

"Gerçekte insalıkdışı olan şey, kendi değerimi tahminimin, önemsiz olan diğerlerinin bakışına göre bir mantar gibi inip çıkmasına izin vermemdir."

"Yüksek bir dağdan görülen manzaranın kavramların genişlemesine muazzam bir katkıda bulunduğunu düşünüyorum.... Bütün küçük nesneler yok oluyor ve yalnızca büyük olanlar biçimini koruyor."

"Eric Fromm'un Terentius'un iki bin yıl önce yazılmış nükteli bir sözünü tekrarladığı bir konferansını dinlemişti: 'Ben bir insanım ve insana ilikin hiçbir şey bana yabancı değildir.' "

"Schopenhauer, geç yaşta evliliği bir adamın yolun dörtte üçünü yürüdükten sonra bütün yolculuk için pahalı bir bilet almasına benzetiyordu."

"Bütün aşk hikayesinin gerçek sonu, ilgili taraflar bunun farkında olmasa da, yaratılacak olan çocuktur."

"Terentius: 'Mantıkla beslenmeyen şey mantıkla yönetilemez.' "

"Heidegger, ölümün daha fazla olasılığın olanaksızlığı olduğunu söyler."

"Ama bir dahi kendi çağında gezegenlerin yolunu aydınlatan bir kuyrukluyıldız gibi parlar.... Kültürün normal seyriyle el ele gitmez; tam tersine çalışmalarını önündeki yolun çok ilerisine savurur."

"Ölümden sonra doğumdan önce neysen o olacaksın."

"Yalnızca soğukkanlı hayvanlar zehirlidir."

"Kibar ve dostça davranarak insanları esnek ve itaatkar yapabilirsiniz: bu yüzden sıcaklık balmumu için neyse kibarlık da insanlar için odur."

"Acı çekmek nedir? İstençle hedefi arasındaki yola konulan bir engel aracılığıyla bu çabanın engellemesidir. Mutluluk, saadet nedir? Amaca ulaşılmasıdır."

"Nabokov'un anılarından bir bölüm, Konuş, Bellek. Hayatı, birbirine benzer iki karanlık havuz arasındaki kıvılcım olarak tarif ediyor, ölümden önceki karanlık ve ölümden sonraki karanlık. Sonraki konusunda bu kadar endişelenip önceki konusunda hiç düşünmememiz ne kadar garip."


Cuma, Ağustos 18, 2006

Aşk Üzerine - Alain de Botton

"Her aşık oluş umudun kendini bilmişliğe karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi, onda görmemeyi umarak aşık oluruz - yani korkaklıklarımızı, zayıflıklarımızı, tembelliğimizi, sahtekarlıklarımızı, verdğimiz ödünleri ve aşırı aptallıklarımızı....... Kendimizde göremediğimiz mükemmelliği buluruz ötekinde ve aşk yoluyla birleşerek (öyle olmayacağını bile bile) insanoğluna olan şüpheli inancımızı korumaya çalışırız."

"Sessizlik ve sakarlık, arzunun acınası birer kanıtı olarak bağışlanabilir belki. İnsanın kayısız kalabildiği birini baştan çıkarması yeterince kolay olduğuna göre, bu işin en beceriksizlerini en sahicileri sayabiliriz."

"İnsanlarda, başka hiçbir canlıda olmayan ikiye bölünme yeteneği vardır, hem davranabilir, hem de bu davranışları dışarıdan izleyebilirler - düşünce işte bu ayrimdan doğar."

"En kolay aşık olduğumuz kişilerin, yüzünden ya da sesinden okuyabildiklerimiz dışında pek bir şey ele vermeyenler olduğu belki de doğru."

"Zaten kişiselden evrensele geçilmesinden, kişisel değer yargılarını evrenselleştirip bir kız ya da erkek arkadaşa uygulamaya kalkmaktan (ya da bir ülkenin tüm vatandaşlarına) doğuyor zorbalık."

"Farklılıkları şakaya dönüştürememek, iki kişinin birbirlerini artık sevmediğine (en azından aşkın yüzde doksanını oluşturan çabayı göstermeyi artık arzu etmediğine) dair bir işaret sayılabilir. İdeallerimiz ile gerçekler arasındaki duvarı esprilerle boyamıştık: Her esprinin altında farklılıklara dair bir uyarı, hatta hayal kırıklığı vardı ama üstesinden gelinmiş bir farklılıktı bu - ve dolayısıla bir kıyıma gerek kalmadan geçiştirilebiliyordu."

"Proust, klasik anlamda güzel kadınların hayal gücünden yoksun erkeklere bırakılması gerektiğini söylemişti."

"Chloe'yi sevmekten öte, onu lokumsadığımın farkına vardım. Lokum hangi özellikleriyle birden ona olan duygularımla örtüşecek mükemmel bir örnek oluşturdu, hiçbir zaman çözemeyeceğim belki ama bu sözcük benim aşık durumumun özüyle, kullanılmaktan eskimiş aşk sözcüğünün
ifade edemeyeceği ölçüde örtüşüyordu."

"Bir an, Chloe'nin beni de o nazik ve düşünceli haliyle naylon torbanın içinde, bir teneke ton balığıyla bir şişe zeytinyağı arasına yerleştirmesi için bir yoğurt kartonuna dönüştüğümü hayal ettim. Süpermarketin hayallerime hiç uymayan duygusallıktan uzak atmosferi (ciğerde indirim haftası) romantik patolojinin derinliklerine belki de biraz fazlasıyla sardırmış olduğumu fark ettirdi bana."

"Aşıklar, yanılgıya düşerek aşık olma riskini, şüpheye düşerek aşksız kalma riskine tercih etmelidirler."

"Chloe'nin varlığı sayesinde kendimle ilgili daha derin gözlemlerde
bulunuyordum., bir olgunlaşma sürecine girmiştim. Kişiliğimizin, kolay
kolay yüzleşemediğimiz, başkalarının da pek umursamadığı yönlerine dikkat çekmeyi ancak bir sevgili başarabilir kurduğu samimiyetle."

"Duygusal insanların yaşamı zamanın başdöndürücü devrimleri etrafında geliştiği için farklıdır, ne istedikleri o kadar çabuk değişir ki kim oldukları da sürekli bir soru işaretidir."

"Aşkın en büyük sakıncalarından biri, kısa bir süre için de olsa, bizi mutlu etme tehlikesi taşımasıdır."

"Birbirimizin bağrışlarına hoşgörü gösterip gösteremeyeceğimizi görebilmek için birbirimize bağırmaya gereksinim duyuyorduk. Birbirimizin yaşama kapasitesini ölçmek istiyorduk: Birbirimiz yok etmeye çalışıp da başarısız olmalıydık ki birbirimize güvenebilelim."

"Yanında zayıf davranabileceğim kadar seviyor musun beni? Herkes gücü sever, ama Sen beni zaaflarımla seviyor musun?"

"Surat asan, karmaşık bir yaratıktır, derin belirsizlikler içeren mesajlar yayar, yardım ve ilgi çığlıkları atar ama aynı zamanda teklif edilse reddeder, konuşma gereği olmadan anlaşılmayı ister."

Starlight and Storm - Gaston Rébuffat

"But the ripe fruit must be plucked, and there is special pleasure in savouring the fruit of desire gathered in due season."

"Where there's a will there's a way."

"Little by little man adapts himself, as he must. Seeing a wold transformed, he gradually moulds it to become his own. Confronted by the joint forces of mountains and elements he feels born in himself a power, a balance and a reserve that normally lie dormant, withdrawn, but which reveal themselves in the time of need."

"Through knowledge of one's own capacity is the first great difficulty in the practice of mountaineering... This knowledge is also a marvelous reward to be earned in this sport in which cheating is out of the question and in which the infividuals's judgement is not influenced by spectators or by crowds. Man is alone, upheld by his will and his enthusiasm, face to face with rocks, ice and elements. There is no way around this pure and straight-forward encounter."

Summits and Secrets - Kurt Diemberger

"The togetherness of the flood of nocturnal sound of the rainforest... It takes possession of you, courses through your veins, puts every fibre of your being under tension. Nowhere in the world is life created so abundantly nor exists so closely together as here in the rainforest. Death is an ever present constituent, but in the face of this thousandfold prodigality, it has lost its horror, simply because here everything lives; death is only a smile, which in the moment of fading is already being a-new."

"Words and pictures encompass only a space, inside that reality gradually dissolves, like smoke."

Oblomov - Ivan Goncarov

"Duvak, portakal çiçekleri, aşk.... Bunlar güzel ama para nerede? Ey aşkın meşru ve temiz mutluluğu! Demek seni de satın almak lazım."

"Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek..."

Perşembe, Ağustos 17, 2006

Dracula - Bram Stoker

"Listen to them - the children of the night. What music they make."

"Through them (friends&books) I have come to know your great England; and to know her is to love her."

"They say that people who are near death die generally at the change to the dawn or at the turn of the tide."

"Some of the 'New Woman" writers will some day start an idea that men and women should be allowed to see each other asleep before proposing or accepting."