Salı, Kasım 24, 2009

Görüntülenmenin Psikolojik Üst Sınırı

Biliyorum, ilk bakışta yazının başlığına bir anlam vermek pek mümkün değil.

Ama kısa bir tarihçeyle bu durumu çözmek mümkün.

01. Ağustos 2008 - ilk MR görüntülemesi (sağ kalça)
02. Eylül 2008 - ilk kontrast maddeli MR görüntülemesi (sağ kalça)
03. Eylül 2008 - MR görüntülemesi (lombar bölge)
04. Ekim 2008 - BT görüntülemesi (lombar bölge)
05. Kasım 2008 - MR görüntülemesi (sağ kalça - doğrudan kalça içi enjeksiyon ile
kontrast madde verildi)
06. Kasım 2008 - Röntgen görüntülemesi (ameliyat sonrası)
07. Aralık 2008 - Röntgen görüntülemesi (ikinci muayene)
08. Ocak 2008 - MR görüntülemesi (sağ diz)
09. Şubat 2009 - MR görüntülemesi (sağ kalça)
10. Şubat 2009 - EMG (elektrik verdiler)
11. Şubat 2009 - Ultrason görüntülemesi (batın - sağ kalça - sağ bacak)
12. Mart 2009 - Röntgen görüntülemesi (kurbağa oturuş)
13. Eylül 2009 - MR görüntülemesi (sağ kalça + lombar bölge)
14. Eylül 2009 - BT görüntülemesi (sağ kalça + lombar bölge /
kalça içi enjeksiyon ile anestezi verilmesi)
15. Kasım 2009 - MR görüntülemesi (bilmek istemiyorum artık)
16. Kasım 2009 - 3 fazlı kemik sintigrafisi

Sanırım üst sınırı çoktan geçmiş bulunuyorum.

Cuma, Kasım 20, 2009

Yürüyüş

havanın pırıl pırıl parladığı bir cuma gününde...

yürüyüşe çıkalım mı?

eskimiş adımları hatırlayalım. eskiden atılmış adımlar olalım. sorumsuz olalım.


adımlarımız asfalt zemin üzerinde.

adımlarımızın izi belli değil. adımlarımızın izine de gerek yok.

öylesine.

yönümüz bile belli olmasın. dönüp duralım.



adımlarımız dönsün aynı çemberin içinde.

hem ne gerek var bilmeye.

kasetçaların kulaklıkları takılı olsun, biraz da cızırdasınlar.

dedim ya, eski bir yürüyüş olsun.

hatta kimse olmasın, sessiz olsun, kargalar yükselsin de kulaklığın cızırtısını örtsünler çirkinlikleriyle.

yalnız olalım birlikte, ama bu eski bir yürüyüş olsun, benim bildiğim, senin öğrendiğin.

iyot koksun biraz.

susalım.