Perşembe, Şubat 07, 2008

Mount Analogue (A Tale of Non-Euclidian and Symbolically Authentic Mountaineering Adventures) - René Daumal


"The repertory of possible events in human destinies is rather limited, and they are nearly always the same stories."

"Deep down I can't manage to become attached to this monkey-cage frenzy which people so dramatically call life."

"My host did not feel obliged to chat while eating, and I greatly admired him for that. He had no fear of being silent when he had nothing to say, or of reflecting before speaking."

"The path of greatest desires often lies through the undesirable."

"In all orders of succession or logical divisions you notice the same phonemenon. That is why we constantly mistake accident for substance, effect for cause, means for ends, our ship for a permanent habitation, our body or our intellect for ourselves, and ourselves for something eternal."

"The hollow men live in the rock, they move around inside it like nomadic cave dwellers. In the ice they wander like bubbles in the shape of men. But they never venture out into the air, for the wind would carry them off."

Parfümün Dansı - Tom Robbins

"Doğduğumuzda bir rüya çorbasının içinden çıkarız. / Öldüğümüzde rüya çorbasına gerisin geri batarız. / İki çorbanın arasında, geçilecek kuru bir alan vardır. / Hayat, bir sevkıyattır."

"Piyano hamalı bulunmayan bir kentteki konsol piyano gibi durdu madam olduğu yerde. Kök saldı sanki."

"Ölüm bu dünyanın verdiği bir onur, öteki dünyanın sunduğu bir mirastı. Ondan kaçınmak, her iki dünyaya da ihanet etmek her ikisini de kandırmak olurdu."

"Sesiyle ölümün çıngırağını bastırabilen bir şey olmak istiyorum."

"Haritasız ve rehbersiz yolculuk yapan zenginler için her beklenmedik plan değişimi bir sevinç dalgası getirir. Bu sevinç parayla satın alınabilecek bir orospu olmadığı gibi, kur yaparak elde edilebilecek komşu kızına da benzemez."

"Tarihin dalgalarını durdurmak uğruna hayatını zindan etme. Roma'yı tarih doğurdu, bir gün yine tarih gömecek."

"Aşkla mantığın farkı da şudur: Aşkın gözünde bir kurbağa pekala prens olabilir. Oysa mantıkçının analizinde, aşığın önce o kurbağanın prens olduğunu kanıtlaması gerekir, ki bu girişim nice tutkunun parıltısını körletmeye yeter."

"Oldukça hoş... çiçekten geliyorsa. Ama kadın dediğin, senin dün gece koktuğun gibi kokmalı."

"Kudra'nın suratındaki gülümseme öyle kocamandı ki içine mektup atıp postalayabilirdiniz."

"Ortaçağ, tarihin beline, biradan şişmiş bir göbek gibi asılmış duruyordu. Onu yok etmek için aerobik danslarına, sıkı perhizlere başvurmanın da zamanı geçmişti. Tarih bundan böyle sonsuza kadar 48 numara don giymek zorunda kalacaktı."

"Vücut, zihnin uşağıdır. Eğer vücudumuza durmadan, yetmiş ikiye vardığımızda nalları dikeceğimizi söylersek, yetmiş ikiye varınca gerçekten dikeriz nalları."